ana_sayfa
FAALİYETLER
Yazılı Soru Önergeleri
Genel Kurul Soruları
Kanun Teklifleri
Sözlü Soru Önergeleri
Makalelerim
Genel Kurul Konuşmaları
Yazılı S.Ö.(Cevaplanan)
Meclis Araştırma Önergeleri
Genel Kurul Konumalar > Sayıştay Kanun teklifinin 11.maddesi üzerindeki konuşmam

Sayın Başkan Değerli Milletvekilleri
510 sıra sayılı Sayıştay Kanun teklifinin 11.maddesi üzerinde vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında söz almış bulunuyorum. Bu vesile ile hepinizi saygı ile selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar bu önergemizle madde başlığının “Sayıştayın Organları” şeklinde değiştirilmesini teklif etmekteyiz, çünkü maddede yargı ve karar organları dışında başkanlık gibi idari organlarda yer almaktadır. Bu yüzden maddenin daha kısa ve anlaşılabilir olması bakımından önergemizin dikkate alınacağını umuyoruz.

Sayın Milletvekilleri
Sayıştay hepinizin malumu olduğu üzere Kamu idareleri ve sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetleyen ve hükme bağlayan çok önemli bir Anayasal kuruluşumuzdur.

Ancak ne yazık ki bu çok önemli Anayasal Kuruluşumuz da, AKP’nin kendi siyasi ikbal ve çıkarları doğrultusunda tanzim edilerek, adeta AKP hükümetlerinin 8 yıllık iktidarı süresince yapmış olduğu ve bundan sonra yapacağı bütün haksız ve hukuksuz uygulama ve yolsuzluklarını onaylama kurumu haline getirilmek istenmektedir.

Bugün ne yazık ki bizzat Sayın Başbakanın ve bakanlarının yakınları yolsuzluk ve haksızlık konularında en fazla itham edilen kesimler haline gelmiş ve vatandaşımızın bu manada hükümete hiçbir şekilde güveni kalmamıştır.

Devletin bütün devasa ekonomik kurum ve kaynakları özelleştirme maskesi altında ya yabancılara, ya da yandaşlara peşkeş çekilmiştir.

Diğer taraftan daha düne kadar çok önemli ölçüde istihdam sağlayan ve insanlarımızın sosyal huzur ve refahına hizmet eden ülkenin göz bebeği konumundaki kurumların da benzer şekilde içi boşaltılmış ve on binlerce çalışanı kapı önüne konulmuştur.

Ülkemizin çok uzun yıllar içerisinde, kurumsallaştırdığı ve ekonomik değer haline getirdiği birimler, maalesef basiretsiz ve yolsuzluklarla ismi anılır olmuş AKP zihniyeti sayesinde dünyadaki emsallerinden çok çok geri kalmış ve bir türlü istenilen, arzu edilen yere gelememiştir.

Kamu kaynaklarının, verimli ve etkin bir kazanç, ilkesine göre kullanımı esas iken, özellikle son 8 yıllık dönemde uygulanan yanlış politikalar ve istihdamlar ile bu kaynaklarımız heba edilerek elden çıkarılmıştır.

Dolayısı ile 8 yıllık AKP döneminde devlet borç sarmalının içine sokulmuş ve kaynaklarımız etkin kullanılmamaktan dolayı israf edilmiştir.

Açıklarımızı kapatmak için de, yabancı banka ve finans çevrelerine hesapsızca borçlanılmış ve bu borçları da çevirebilmek için ne var ne yok satma anlayışı hakim kılınmıştır.

Değerli Arkadaşlar, normalde özelleştirme anlayışının zarar edenlerin satışına yönelik olması gerekirken, yani ziyan eden kuruluşların satışına öncelik verilmesi icap ederken, maalesef özellikle de AKP döneminde tam tersi yapılmış ve gözünün yaşına bakılmadan adeta altın yumurtlayan kuruluşlarımız özelleştirme kılıfı altında peşkeş çekilmiştir.

Örneğin, TÜRK TELEKOM satışa çıkarıldığında 29–30 milyar dolar edecekken, cep telefonunun yaygınlaşması ile değeri çok düştü, satmazsak elimizde kalacak denilmiş ve sanki kaynak hortumlayan bir öcü gibi tanıtılmıştır.

Oysa Türk Telekom özelleştirilinceye kadar hem yatırım yapıp teknolojisini yenileyen, hem de 52.000 insanımıza istihdam sağlayan çok değerli bir kuruluş idi.

Aynı zamanda bugünkü rakamlarla milyarlarca lirayla ifade edilen kazanç açıklayıp hem vergisini, hem de katma değerini vermek sureti ile bütçeye çok önemli bir katkı sağlamakta idi.

Fakat ne yazık ki AKP zihniyeti ve ona çanak tutanlar, Türk Telekom’un değerini, sözde EKONOMİK ANALİZ ve FİZİBİLİTE raporu senaryoları ile üç yıllık net kazancı ile ödenebilecek bir seviyeye düşürmüşlerdir.

Türk Telekom hepinizin malumu olduğu üzere yaklaşık 6,5 milyar dolara, 1,1 milyar doları peşin, geri kalanı 5 yıl vadeli olmak üzere özelleştirilmiş ve OGER denilen bir yabancı firmaya altın bir tepsi içerisinde sunularak peşkeş çekilmiştir.

Değerli arkadaşlar, bakınız, Türk Telekom özelleştirildiğinde 52.000 personele sahip iken bu personelin 17 bin adedinin diğer kamu kurum ve kuruluşlarına gönderilmesi devlete yaklaşık o günün parası ile 800 trilyon ilave bir yük getirmiştir.

Şimdi özelleştirme sürecini yeniden şöyle bir hatırlayalım; alıcı peşin olarak 1,110 milyar dolar ödemiştir.
Bir yıl içinde 3,5 kat trilyon yani 2,3 milyar dolar KAR elde ederek peşin ödediği parayı ve iki yıl için ödeyeceği miktarı, elde ettiği kazanç ile sağlamıştır.

Peki, bu kazancı elde etmek için ne için ne yapmıştır?

Hiçbir şey..

Ne yatırım, ne düzenleme, nede bir iyileştirme yapmamıştır.

Sadece bol ve etkileyici yoğun reklâm ve pazarlama faaliyetlerinde bulunmuştur.

Yani taş üstüne taş konulmamıştır ve zaten kar eden bir kurumun 17.000 personeli de gidince, ilaveten bu personel maliyeti de Telekom’u alan Oger firmasına hediye edilmiştir.

Keza Türk Telekom’un tahakkuk etmiş yüzlerce trilyon tutan geçmiş alacakları ve sağlık yardım sandığında biriken meblağlar da bu şirkete kalmıştır.

Sayın milletvekilleri,
Geçenlerde ve geçtiğimiz dönemlerde, gazetelerde ballandıra, ballandıra Türk Telekom’un personel çıkartmadan kaynak yarattığı ve 3000 kişiyi işe alacağı şeklinde haberler yer almıştır.
Buradan üzülerek ifade etmeliyim ki, bu ve benzer haberler tam bir aldatıcı ve teslimiyetçi bir zihniyetin ürünüdür.

Ancak sırada başka devlet kurumlarına gitmeyi bekleyen 15.000 mevcut personelin varlığından bahsedilmemektedir.

Ve esasen 3000 kişinin işe alınacağını varsaysak bile, diğer kurumlara gönderileceklerin maliyeti dikkate alındığında yaklaşık 500 milyon TL’nin OGER’in kasasına aktaracaklarını hiç söylememektedirler.
İşte bütün bu acı gerçekler ışığında denetim görevini millet adına yapan Sayıştay ile ilgili bu kanun teklifini görüşmemizin AKP’nin ifade etmeye çalıştığımız kapkaççı anlayışı değişmediği sürece hiçbir manasının olmadığını Yüce Milletimizin takdirlerine sunuyor hepinizi saygı ile selamlıyorum.

,